“Başarı ve tükenişi uç noktalarda yaşamış biri olarak; gerekirse dünyanın sana sunduklarından vazgeç, hatta okula bile gitmeyebilirsin, ancak asla maceracı ruhundan taviz verme” diyen…
Yakalandığı ilk kanserden dolayı ölümle burun buruna gelince de; “Her gününü hayatının son günüymüş gibi yaşarsan, günün birinde haklı çıkarsın” deyişini kendi yaşamının parolası yapmış biriydi o.
Ve haklı çıktı!
2005 yılında Stanford Üniversitesi mezuniyet töreninde yaptığı “Aç Kal, Budala Kal!” konuşmasında ölümle ilgili bakın neler demişti Steve Jobs:
“Hiç kimse ölmek istemez. Cennete gitmek isteyenler bile, oraya gitmek uğruna ölümü göze almak istemezler. Oysa ölüm hepimizin ortak sonu.
Şimdiye dek hiç kimse ölümden kaçamamıştır… Bunun böyle de olması gerekir, çünkü ölüm hayatın en güzel icatlarından birisi. Hayat’ın değişim ajanı. Yenilere yer açmak için, eskilerden kurtulmanın tek çaresi…
Şu an için yeni sizsiniz, ama günün birinde, üstelik pek yakında siz de eskiyecek ve aradan çıkarılacaksınız. Bu kadar acımasız olduğum için üzgünüm, ama gerçek bu.
Zamanınız kısıtlı… Bu yüzden başkalarının hayatını yaşayarak onu harcamayın. Başkalarının düşüncelerinin sonuçlarıyla yaşama dogmasına takılıp kalmayın. Başka insanların fikirlerinin gürültüsünün, kendi kalbinizin sesini duymanızı engellemesine izin vermeyin.
Ve en önemlisi, kalbinizin ve sezgilerinizin yolundan gidecek cesarete sahip olun. Kalbiniz ve sezgileriniz ne yapmak istediğinizi bilirler… Bunun dışındaki her şey ikinci planda.”
Başarı ve azim konularında hayali kahramanlarımdan biriydi Steve.
O, yenilikçi ve yaratıcı yaklaşımıyla bugün yaşamı kolaylaştıran ve eğlenceli hale getiren birçok Apple ürünün babası olabilir… Benim içinse, hayata karşı duruşu ve söylemleriyle, insanlığa olan katkısıydı hep daha önemli olan.
Steve Jobs elli altı yaşında daha önce yendiği kansere bu sefer yenik düşmüş görünebilir. Ancak sayısız insanın kalbinde ve vizyonunda o her zaman var olmaya devam edecek…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder